İbni Rüşd |
Endülüslü-Arap felsefeci ve hekim, bir felsefe, fıkıh,
matematik ve tıp alimi.
Çağının en güçlü bilim adamlarından biri
Maliki mezhebinden fakihler yetiştirmiş bir aileden gelir
Murabıtlar hanedanının Kurtuba'daki en yüksek dereceli
hakimiydi.Babası Ebu El-Kasım Ahmed, aynı makamı Muvahhidler'in 1146'daki
hakimiyetine kadar işgal etti...
İbni Rüşd |
HAYATI
İbni Rüşd, ilk öğreniminden sonra döneminin entellektüel
modeline uygun olarak tanınmış hocalardan fıkıh, kelam ve Arap edebiyatı
alanlarında dersler aldı; ardından tıp ve felsefe öğrenimi gördü.
Dönemin tanınmış filozofu İbni Tufeyl tarafından, aydın bir
devlet adamı olan Halife Ebu Yakup Yusuf’a takdim edildi (1160).
Aynı yılda ünlü tıp ansiklopedisi el-Külliyât ’ı tamamladı.
Felsefeye merakı olan halife onu Aristoteles’in eserlerini
şerhetmekle görevlendirdi.
Önce İşbiliye (Seville) kadıliğına, ardından da Kurtuba
başkadılığına atandı. On yıl sonra Marakeş’te saray hekimi olan filozof, bu
arada öğretim çalışmalarını da sürdürdü.
İbn-i Rüşd, bir yandan Aristoteles’in temel kitaplarına
yazdığı şerhlerle, bir yandan da felsefe-din arasında bir uyuşmazlık değil,
tersine bir bütünlük olduğunu, bu ikisinin bir tek gerçeğin iki ayrı anlatım ve
kavrayış biçimi sayılması gerektiğini ortaya koymasıyla tanındı.
İbn Rüşt, Aristo'nun düşünce sistemini İslam ile
kaynaştırmaya çalışmıştır. Ona göre İslam'la felsefe arasında bir çatışma
yoktur. Kişinin hem felsefe, hem din yoluyla hakikate erişebileceğini
düşünmüştür.
Kainatın ebediyetine ve formların ezeliyetine (pre-extant)
inanırdı.
Felsefenin temel konusunun varlık olduğunu, felsefenin
varolanı, genel bir bütünlük içinde insana verileni incelemeye, açıklamaya
çalıştığını savunur. İbni Rüşt, bütün varlık türlerinin en tepesinde bulunan
yüce bir varlık olarak Tanrı'ya yalnızca var olandan, beş duyu ile algılanıp
akıl ilkeleri ile açıklanan varlıklardan yola çıkarak gidebileceğimizi
belirtmiştir.
İbni Rüşt, bütün varlık türlerinin en tepesinde bulunan yüce
bir varlık olarak Tanrı'ya yalnızca var olandan, beş duyu ile algılanıp akıl
ilkeleri ile açıklanan varlıklardan yola çıkarak gidebileceğimizi belirtmiştir.
Mantık ve bilgi kuramı İbni Rüşd mantıkta koyu bir
Aristoteles takipçisidir. Ona göre mantık, duyulur tikel varlıkların
bilgisinden soyut gerçeklere doğru yükselme aracıdır.
İnsanın bilen öğesi onun «nefs» denilen ruhudur. Hayvanlar
bilgiyi duyu ve muhayyile yoluyla, insan ise akılla edinir. Böylece bilgiler ya
duyularla ya da akılla kazanılır; bunlardan ilkiyle ti kel bilgilere,
ikincisiyle de tümel bilgilere ulaşılır.
İbni Rüşd’e göre gerçek bilgi tümel olandır.
İbni Rüşd «Aklın eylemi, tümel kavramları ve özleri idrak etmekten
ibarettir. »düşüncesini savunmuş ve bilme eylemini üç aşamaya
ayırmıştır.Bunlar;tecrit, terkip ve hükümdür.
İbni Rüşd, bütün İslam düşünürlerinden daha güçlü ve kararlı
olarak, insanların gerçek anlamda var oluşunun, bilimsel düzeylerinin gelişmiş
olmasıyla bağlantılı bulunduğuna inanır.
Tüm bu felsefi görüşlerin dışında varlık felsefesi ve
tanrının bilinmesi sorunuyla da ilgilenmiştir.
İbni Rüşd, evrenin «ilk madde» (heyula) denilen öğeden
yaratıldığını, dolayısıyla yokluktan yaratma diye bir olayın söz konu su
olamayacağını savunur. Evren ezeli bir birlik bütünlüktür.
İbni Rüşd, kelamcı yöntemiyle yazdığı «Kanıtların Apaçık
Yollarının Keşfi» (al-Kaşf’an Manahic al-Adiila) adlı kitabında Tanrı’nın
bilinmesi (marifetullah) konusunda Eş’arilik, Mutezile, Batınilik, Haşviyye
(lafızcılık) ve Tasavvuf biçiminde beş ana bölüme ayırdığı İslami akımların
yöntemlerini incelemeye koyulmuş; ancak bunlar arasında, güçlü etkisi ve
yaygınlığı nedeniyle daha çok Eş’arilik üzerinde durmuştur. Bu eser aynı
zamanda tanrının bilinmesi sorunuyla da ilgilidir.
İbni Rüşd’ün Lâtince eserlerinin listesi Ernest Renan’da ve
ondan naklen Gauthier’de vardır.(Latince, İbranice, Arapça)
İbni Rüşd’ün Aristoteles şerhleri umumiyetle 3 gruba
ayrılır: 1. Büyük şerhler, 2. Orta şerhler, 3. Haşiyeler ve tahliller.
Filozof şerhler ve haşiyelerden ibaret olan bu eserlerinden
başka doğrudan doğruya şahsi fikirlerini ihtiva eden eserler de yazmıştır.
İbni Rüşd’ün eserlerinden te’lif tarihlerini bildiklerimiz
şunlardır:
Al Kulliyat fil- tiib (36 yaşında)
Al-Şarh al-şagır bi’l cuz’i -yat va’l hayvan (43 yaşında,
lşbiliye’de)
Şarh al-vasat l’il tabiiya va tahlilat al ahira (44 yaşında,
İşbiliye)
Şarh al-sama va’l alam (45 yaşında, Işbiliye)
Al-Şark al-sağır li’l faşaha va’l şir yol -vasat İi
ma’ba’d’tabi’a (49 yaşında, Kurtuba’da) Al-Şark al vasat li’l ahlak (51
yaşında)
Ba’z acza min maddat al acram (53 yaşında, Marrakeş’te)
Al -Kaşf’ an manahic al-adilla (54 yaşında),
Al-Şarh al-kabir li’l-tabi a (61 yaşında)
Şarh Calinus (68 yaşında)
Al Mantık (71 yaşında)
Asıl Adı: Muhammed’dir.
Latince: Averroes olarak da bilinir.
Doğum: 1126
Vefat: 10 Aralık 1198